Günümüzde siyasi figürlerin yargı süreçleri, yalnızca hukuki değil aynı zamanda toplumsal ve siyasi etkileri açısından da büyük önem taşıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen iki ayrı dava nedeniyle 11 Nisan 2025 tarihi, hem adalet sisteminin işleyişi hem de Türkiye’nin siyasal gündemi açısından kritik bir dönüm noktası olarak görülüyor. Kamuoyunda geniş yankı uyandıran bu davalar, özellikle İmamoğlu’nun daha önceki görev dönemine ve son zamanlarda yaptığı açıklamalara odaklanıyor.
11 Nisan’da Hangi İki Dava Görülecek?
Ekrem İmamoğlu’nun 11 Nisan’da iki ayrı mahkemede hâkim karşısına çıkacağı bildirildi. Bunlardan ilki, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine dayanan bir ihaleye fesat karıştırma davası. İkinci dava ise, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik açıklamaları nedeniyle açılan, içinde hakaret, tehdit ve terörle mücadele görev almış kişileri hedef gösterme gibi ciddi suçlamaların yer aldığı bir ceza davası.
Her iki davanın da kamuoyunda büyük ilgi görmesinin temel nedeni, İmamoğlu’nun Türkiye’nin en büyük metropolünün belediye başkanı olması ve aynı zamanda muhalefetin önde gelen isimlerinden biri olarak siyasi bir kimliğe sahip olması. Bu nedenle, davaların hukuki yönü kadar siyasi yansımaları da dikkatle takip ediliyor.
Beylikdüzü Dönemine Ait İhale Soruşturması Neden Gündemde?
İlk dava, İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı 2015 yılına ait bir ihaleye ilişkin. Bu kapsamda yöneltilen suçlama ise “ihaleye fesat karıştırmak”. İddialara göre, söz konusu ihalenin yürütülmesinde usule aykırı işlemler yapılmış ve bazı maddi çıkar ilişkileri gözetilmiş olabilir. Bu iddialar doğrultusunda hazırlanan dosya, Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından değerlendiriliyor.
İhale sürecinde nelerin usulsüz olduğu ve hangi belgelerin buna dayanak teşkil ettiği yönündeki detaylar henüz dava dosyasında tam anlamıyla kamuoyuyla paylaşılmamış olsa da, yargılamanın kamuya açık şekilde yürütülmesi bekleniyor. Bu da, söz konusu davanın medyanın ve hukuk çevrelerinin yakın takibinde olacağı anlamına geliyor.
Akın Gürlek Davasında Hangi Suçlamalar Var?
İkinci dava ise, doğrudan İmamoğlu’nun kamuya açık alanda yaptığı açıklamalara dayandırılıyor. Bu açıklamalar, o dönemde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapan Akın Gürlek’e yönelikti. Davanın temelini oluşturan suçlamalar arasında, “kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret”, “tehdit” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” gibi ağır maddeler bulunuyor.
Bu dava, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülüyor. Söz konusu suçlamalar Türk Ceza Kanunu’nda ciddi cezai yaptırımlar içeren maddeler arasında yer alıyor ve bu durum davanın ciddiyetini daha da artırıyor. Özellikle “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” gibi bir suçlamanın yargılamaya dahil edilmesi, İmamoğlu açısından davanın siyasi atmosferini de etkileyebilecek bir unsur olarak değerlendiriliyor.
Siyasi Kulislerde Yankı Bulan Bir Süreç
Ekrem İmamoğlu’nun 11 Nisan’da aynı gün içinde iki farklı davada hâkim karşısına çıkacak olması, özellikle muhalefet partileri ve siyasi yorumcular tarafından yakından izleniyor. İmamoğlu’nun gerek yerel yönetimlerdeki performansı gerekse ulusal siyasetteki çıkışları, onu Cumhuriyet Halk Partisi içinde dikkat çeken bir figür haline getirmiş durumda. Bu nedenle yargılandığı dosyalar, sadece hukuki süreçler değil; aynı zamanda siyasi mesajlar içerip içermediği yönünde de sorgulanıyor.
Kimi çevreler, söz konusu davaların doğrudan hukuki bir süreç olduğunu savunurken, bazı kesimler ise bu yargılamaların siyasi hesaplaşmaların bir parçası olduğunu öne sürüyor. Özellikle seçim atmosferinin yakınlaştığı bir dönemde, böyle bir yargı sürecinin başlaması bu tür yorumları daha da artırıyor.
Kamuoyunun Gözü 11 Nisan’da Mahkemelerde Olacak
Her iki davanın da seyri, kamuoyunda büyük bir dikkatle takip edilecek. Özellikle sosyal medya platformlarında ve haber portallarında Ekrem İmamoğlu’nun duruşmalara katılımı, yaptığı savunmalar ve mahkeme salonundaki gelişmeler anlık olarak yansıtılacak. Bu durum, davaların sadece yargı çevresinde değil, toplumun geniş bir kesiminde de tartışma yaratacağına işaret ediyor.
11 Nisan’da yaşanacak gelişmelerin, İmamoğlu’nun siyasi kariyeri üzerindeki etkisi de merak konusu. Mahkemelerin alacağı kararlar, sadece Ekrem İmamoğlu’nu değil, genel olarak Türkiye’deki siyasi dengeyi de etkileyebilecek potansiyele sahip. Bu yüzden 11 Nisan’daki duruşmalar, bir yargı sürecinin ötesine geçerek, kamu vicdanında da sorgulanacak bir olay haline gelmiş durumda.
Ekrem İmamoğlu 11 Nisan’da hangi davalardan yargılanacak?
Ekrem İmamoğlu 11 Nisan 2025 tarihinde iki ayrı dava kapsamında hâkim karşısına çıkacak. İlki, 2015 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu döneme ait bir ihaleye ilişkin “ihaleye fesat karıştırma” davası. İkincisi ise, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik açıklamaları nedeniyle “hakaret, tehdit ve hedef gösterme” suçlamalarını içeren bir dava.
İhale dosyasında İmamoğlu’na yöneltilen suçlama nedir?
İmamoğlu’na, Beylikdüzü Belediyesi döneminde yapılan bir ihalede usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla “ihaleye fesat karıştırma” suçlaması yöneltiliyor. Bu dava Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
